22 Haziran 2013 Cumartesi

Park-Forum: İçi dolu mekân


İletişimin olduğu yerde devlet yoktur.

Internationale Situationniste, 1963



Tiyatrocular ve diğer performans sanatçıları bilir, bir sahne performansının gerçekleşmesi için çoğu zaman sadece asgari iki unsur gereklidir: bir mekân ve orada eyleyecek bedenler  -oyuncular, izleyiciler. Bunların dışında, mekâna ve bedenlere eşlik edecek, dekor, kostüm, ışık, aksesuar ve benzeri unsurlar olmazsa olmaz değildir. Zira onlar gerçeklik etkisini arttırabilecek unsurlardır. Oysa yeni bir gerçekliği yaratan, gerçeklik düzleminde yeni bir katmanı açacak ve iletecek olan ilk unsur, mekâna yeniden anlam katacak olan bedenlerin eylemidir. Oynayan bedenler, konuşan bedenler, hareket eden bedenler, izleyen, anlamlandıran kısaca iletişim kuran bedenler. Bir mekânı dolduran bedenlerin aralarında kurdukları iletişim ve eylemleri o mekânın niteliğini yeniden tanımlıyor. Bir park, bir meydan, bir üniversite kantini ya da bir sokak arasını, hatta bir evin oturma odasını siyasal mekâna çeviren de içini dolduranların eylemleridir.


Kendi başına hiçbir mekânın, içindeki eyleyicilerden bağımsız bir niteliği yok, bu yüzden de mekanı kuran şey bedenlerin arasında gerçekleşenlerdir. Herhangi bir mekanı ortak alan haline getiren, o bedenler arasındaki dilsel akıştır, ve mekana ve mekandan ortak belleğe naklettiği anlamlar, izlerdir. Gezi parkında başlayan mekânı dönüştürme pratiğinin yaptığı da bu: egemenlerin ve toplumu mühendislik konusu olarak algılayan yerel otoritelerin gözünde salt yeşil alan, kentin teneffüs ettiği bir bahçe, sadece bir dinlenme alanı ya da çocuk parkı olarak tasarlanmış bir mekânın, bu özelliklerinden kopmaksızın bambaşka bir geçici komünal dayanışma alanı, farklıkların siyasal ortaklaşma mekânı kılınabilmesi.


Egemenler Gezi parkını geri aldığını, fethettiğini, anlamını zapt ettiğini ve orayı tekrar dinlenme bahçesine dönüştürdüğünü sandığı anda gözlerinden kaçırdığı koskocaman bir ayrıntı vardı: mekâna anlamı ve işlevi içini dolduran insanlarca bir kere verilmiş ve ortak deneyim hafızalara kaydedilmişti artık, yerin bir önemi yoktu. Çünkü mekân yere bağımlı değildi, içini dolduran ilişkisel bedenlere bağlı olarak her yerde yeniden üretilebilirdi. O mekânı dolduran, deneyimi belleğine depolamış tüm insanlar, hangi mekânlara giderse gitsinler, aynı mekân pratiğini, içine geçici bir süreliğine yerleştikleri her yerde yeniden canlandırabilirlerdi. “Artık bize her yer Gezi parkı” demenin anlamı tam da buydu işte.


“Gezi parkı” ile yaratılan deneysel politik mekânın, her yere yayılmasını asıl sağlayacak siyasal biçim ise, herhangi bir mekânı, ortaklık alanına çevirecek ilk ve asli önemdeki adım oldu: bir mekânın içini dolduracak ve o alanda ortak dili inşa edecek olan yeter sayıda istekli insanın bir araya gelmesi, toplanması ve devamlılık gösteren bir iletişime başlamaları. Park-forum hareketinin bu kadar süratle, bulaşarak, örnek olarak çoğalması, yayılması (sayıları 60’ı buldu) bize tam da bunu yaşatıyor. Herhangi bir mekânda toplanmak ve topluca iletişim kurmak, doğrudan demokrasiye dayalı devrimci politikanın ilk ve en önemli adımını oluşturuyor.


İlk-örneği Gezi Parkı’ndaki forumlarda başlayan ve süratle mahallelere yayılan forum ya da semt meclisi girişimleri, Gezi’de denenebilmiş pratikten çok daha ileri ve gelişkin bir boyuta taşındı.  Farklı şehirlerde, ilçelerde ya da semtlerde, daha oranın tecrübelerini, ihtiyaçlarını da içererek yerelleşen bu forumlar, 2-3 günde her biri kendi özgün gündemlerini oluşturmanın ve hızla birbirleriyle haberleşmenin yollarını tartışıyor ve geliştiriyorlar. Yerel ölçekteki bu doğrudan demokrasi girişimleri, aralarında eşgüdüm sağlayarak belki de daha geniş bir hareket ağı ya da kim bilir belki de bir tür konfederel meclisler sistemine doğru gelişecek. Bunun nasıl bir sosyal hareket doğuracağı ya da sönümlenip sönümlenmeyeceği veya başka bir siyaset formuna evrilip evrilmeyeceği şu aşamada tahmin edilemez. Ancak merkeziyetçi parti formuna, ya da mevcuttaki siyasal partilerin dahline pek de izin vermeye niyet yok gibi görünüyor. Bunun anlamı, mevcut taban hareketi potansiyelinin ana akım siyasal kanallar içinde erimeksizin, ya da hiyerarşik temsil mekanizmaları geliştirmeksizin ayakta kalma yollarını aramak şeklinde görülebilir.


Görünen o ki her yerel forumun, semt ölçeğinde tanışma, iletişim kurma, semtin muhalif politik potansiyelleri hakkında katılımcılar arasında karşılıklı bilgilenme, farklı politik söylemlerin birbirleri arasında deneyim ve etik değerler alışverişi gibi etkileri olduğu da günden güne yaşanarak görülüyor. Her forumda tekrar tekrar göze çarpan şeyler arasında etnik ve kültürel farklara saygı, cinsiyet eşitliği, cinsel yönelim eşitliği, yaş ayrımcılığı yapmamak, siyasal farklılıklara saygı, iktidarın diline karşı koyarken onun üslubuyla benzeşmeme, diyaloğa açıklık, çoğulculuk, yaşanan mekânla doğrudan bağ kurma çabası, sınıfsal ve ekonomik-sosyal farklılaşmaların yarattığı eşitsizliklerin forumlar içinde ayrımcılık üretmesine yönelik dikkat, başkasının sözlerine ve sözü kullanma süresine saygı gibi bir sürü eksen sayılabilir. Hareketin hem radikal eşitlikçi hem de radikal özgürlükçü bir yönelimi çok güçlü bir potansiyel olarak barındırdığı ve geliştiremeye çalıştığı söylenebilir.


Tüm bu deneyim ne kadar sürerse sürsün şunu gösteriyor: şimdiye kadar her tekil siyasal hareketin ana meselesi olarak mücadelesini verdiği her konu (kent hakkı, lgbt mücadelesi, feminist hareket, kürt hareketi, emek hareketleri, insan hakları mücadelesi, etnik-kültürel ve dinsel farklılıkların özgürleştirilmesi, vb.) şimdi yavaş yavaş ortak bir hareket dilinin inşasının unsurları haline geliyor. Bu durum, radikal siyasetin aktif özneleri kadar, bu isyan sürecinin ardından henüz politikleşmiş öznelerin dilinde de karşılığını bulan ve hızla yayılan bir kültürel oluşum süreci anlamına geliyor. Dostluk, sevgi, karşılıklı güven, özgüven artışı, karşılıklı yardımlaşma, ortak neşe, merak ve bilgilenme arzusu tüm bunlar iç içe geçmiş ağlarda yayılan ve giderek mekândan da yerden de bağımsız olarak, hareketin ortak bedeninde cisimleşen bu hareket oluşun daimi enerji kaynağı haline geliyor.


Siyasetin öncelikli meselesi veya büyük-küçük meselesi gibi ayrımlarda yok. Her mesele önemli, forumlarda yapılan ve gerçekleştirilmesinin koşulları yaratabilecek somut her önerinin karşılığı var. Birçok forumda konuşulanlar arasında forumların kalıcılaşması ve forumlar ekseninde daha somut meseleler etrafında işbölümleri ya da çalışma gruplarının şekillenmesi hedefleniyor.


Hareket hem isyanın tüm öznelerini ilgilendiren büyük meseleleri göğüsleyebilecek ortak bir beden oluşturmaya meylediyor, hem de daha tekil konularda mikro siyaset biçimlerini sahipleniyor veya çoğaltıyor. Forumlar semt ya da yakın semtler arası tanışıklıkların artışına, mahalle ve komşuluk değerlerini daha dayanışmacı şekilde yeniden sahiplenmeye yol açtığı kadar yerel dayanışma ağları inşa etme yönünde arayışlar da dile getiriliyor. Aynı zamanda daha büyük ölçekli şekilde tüm yeni sosyal hareketlerin gündemleriyle doğrudan bağ kurarak devamlı bir toplumsal mobilizasyon potansiyelini diri tutuyor.


Mekân yalnızca onu belirli bir ilişki ağı ile dolduran insanlarca, onların gerçek fiili varlıklarıyla mekân haline geliyor, sıradan bir parkın ya da yeşil alanın o da yoksa bir meydanın, hatta bir büyük binanın önündeki boşluğun, bir üniversite kampüsündeki kantinin, yani sadece toplaşmaya elverişli herhangi bir yerin bir siyasal forum halini almasına, isyanın mümkün kıldığı bir tür büyü ya da mucizevi dönüşüm de diyebiliriz. Çünkü sadece içini dolduran ve birbiriyle yüz yüze iletişim kuran bedenler bir çırpıda o yerleri doğrudan demokrasi arayışının ortak siyasal mekânlarına dönüştürüyorlar. Bunu yapabilmek için kendi bedenlerimizi oraya getirmekten ve iletişim kurmaktan başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok. 



Hepimizin yeniden büyülenmeye ihtiyacımız vardı ve isyanın büyüsü, herhangi bir yere bağımlı kalmaksızın ortak mekânların yaratımını, hareketin ortak bedeninin inşasını mümkün kılıyor.

Anarşi kavramı

Bütün toplumsal ve psişik özgürleşmelerin ortak noktası, insanı birey ya da topluluk halinde tabi kılıp yönetilebilir bir varlığa indirgeyen...